Bakkala gittim,abü şunu şunu verir misin dedim.O hazırlayana dek bakkalın duvarlarında göz gezdirdim.Daha önce fark etmediğim levhalara gözüm ilişti.
İşyeri Açma Ruhsatı,hemen yanında vergi levhası,hemen yanında Pazar Günü Çalışma Ruhsatı..Pazar günü çalışma ruhsatına takıldım.Okudum.İçeriği; “Belediye,pazar günü işyeri açmana izin veriyormuş” Vay bee,lütfetti..
Abüye sordum.Abü bunu alması parayla mı dedim?Hee gardaş paraylan dedi..Ne kadar dedim,dükkanın metrekaresine göre dedi.Metrekaresi 5 ytl’den yıllık veriliyormuş..
Ya bi dakka,ben pazar günü dükkanımı açabilmek için neden para veriyorum ki?Belki işkoliğim,tatil benim tatilim,belediyeye ne ola ki?Her yıl paşşa,paşşa veriliyormuş efenim..
Postahaneye girdim,bi kavga vardı.Memurla,vatandaş tartışıyor.Vatandaş asker,3. orduda.Adına para çıkarmış annesi,ama soyadındaki bir harfi yanlış yazmış,parasını vermiyorlar.Diyalog aynen şöyle;
Memur: M
Asker: A
M:Bak güzel kardeşim senin adın soyadın Ahmet Maltepe,annen yazmış Ahmet Naltepe,veremem bu parayı,değişmesi gerek..
A:Ya abi,gözünü seveyim,birliğe giricem akşam beşte,cebimde para yok,nolur versen,kimliğimi bırakayım?
M:Olmaz,sorumlusu ben olurum..
A:Ya abi,benim anam okumayı-yazmayı 50 yaşında halk eğitimde öğrendi,bi harfi yanlış yazmış olabilir,param yok,ver de gidiyim..
M:Veremem arkadaşım,Ahmet Naltepe diye biri gelse benden istese parasını ben ne diycem..
Asker,memurun yanından uzaklaştı,yanında asker arkadaşı vardı.Çaresizliğini ona şu cümlelerle anlattı,istemeden espiriye güldüm; Ya Hakan,hele bi söyle bana,neden anlamıyo bu adam,Müslüman evladı değil mi bu?
Ben işlemi hallettim,asker bi umutla memurun gözleri içine bakıyordu hala,aldı mı alamadı mı bilmiyorum!
Poşet çaylar var ya hani..Sallama diye tabir edilen..Poşet çayı fincanıma koydum,az biraz bekledim,poşedi çıkarıp çay kaşığınla sıktım,attım çöpe,şekere yöneldim..Bi fikir geldi aklıma;
Kahvehanelerde ve genel olarak Türkiye genelinde İnce bellinin yanında hep 2 kesme şeker konmaz mı?E madem poşet çayın amacı pratiklik,o poşetin içine 2 kesme şekere tekabül eden toz şekeri koymak çok mu zor?Niye adamı bi de şekerle uğraştırıyorsunuz?
Şekersiz içenler napıcak dersen,eski usul poşet çaylardan alsınlar.Böyle bi ürün olsa ben kullanırım şahsen..Hişttt Lipton,duy lan beni,eğer çıkarırsan kırışırız ama parayı!
dost acı koyar baboş..babam olsa tanımam 😀
babo lee sana yuh arkadaslar birbirlerini kollarsen sırttan vuruyosun,sineye çeksen çok muyu sanki
@vankomisin:Abi yuh diyorum başka bişi demiyorum,onu sana ben annattım,şeker değil sakız o,ayrıca bi yazımda da yazdım,amma uydurdun ha 😀 süpermarketteki süper dolandırıcılık yazının adı,arat oku 😀
yahu emrah bakkal dedın de anılar sardı etrafımı birden,bi arkadasımın basından geçen bi olay:hepımıs biliris marketler bozuklugu olmayınca veya bozukluğum yok ayağına bozukluk yerıne para ustu olara seker verır ye arkadasım da bu sekerlerı ala ala atık gına gelmis bi gun o marketten bisey aldığında para diil de sekerlerden karsılığını vermıs aldığının,kasiyer ise napıyosunus beyfandyyyy muabbeti yapınca kendisi sen verırken iyi ama diye cevabı yapıstırmıs,sıradaki bir çok kisi de arkadasımı alkıslamıs…
şekerli poşetçay olayı eskilere dayanıyor sanırım bir ara buna benzer bir muhabbet geçmişti, ama postanedeki askere söyleseydin annesini arayıp düzelttirebilirdi lakin yine de görevlinin yaptığı kötü olmuş, kimliğini alıp parasını verebilirdi…