Arkadaş ortamına adım atmamız ilkokulla başladı..Henüz 7 yaşında olmana rağmen,gene de arkadaş seçimini belirleyen kurallar olabiliyodu..İlla biri ya da birileri,senin en iyi arkadaşın oluyodu..Neye göre seçtiğimi hatırlamıyorum şu an,ama ben de senin gibi birilerini seçmiştim(Seçmiştim demem biraz bencillik oldu,sonuçta o da beni seçmişti di mi?)
O seçtiğin kişiyle geçiriyorsun okulda günlerini, o senin evine geliyor,sen onun evine gidiyorsun,harçlıklarınızı birleştirip ortak atraksiyonlara girişiyosun..Ve ilkokul bittiğinde 2 seçenek var artık,ya o dostluk devam edecek ya da bitip gidecek..Eğer farklı okullara düştüyseniz,büyük ihtimal o arkadaşlık bitecektir..Çünkü senin dostluk sandığın şey aslında ortak mekan ve ortak zaman arkadaşlığından başka bir şey değildi..Aksi örnekler elbette var,ilkokuldan beri arkadaşın olan ve yıllar sonra da görsen ilk muhabbetinde,sanki daha az önce ayrılmışsın gibi sohbet edilir..
Bu örneği alın ve liseye uyarlayın,lise de çok samimi olduğun arkadaşını mezun olduktan sonra yolda görüyosun,eğer içinde “ulan selam versem mi vermesem mi” gibi bir düşünce geçtiyse bilki,seninki ortak mekan,ortak zaman arkadaşlığıymış..
Tabi bir de şöyle bir durum var,yahu iyi güzel,lisede iyiydik hoştuk,beraber zaman geçirir beraber eğlendirdik,tamam da birader,liseyi düşün bi,karakter daha oturmamıştı,üniyi kazanalı olmuş 2 sene,ve senle karşılaşıyoruz,sen farklı olmuşsun ben farklı,ortak noktamız liseydi,bitti gitti..Şimdi aynı güzel muhabbetleri yapamam ki senle ve de sen benle.