Atasözleri ve Deyimlerin Asıl Anlamları

1. Cana geleceğine mala gelsin. Buaradaki asıl mana şudur,atasözündeki “mal” kelimesi,taşınır ya da taşınmaz eşyayı değil,argodaki “mal herif,mal adam” anlamını taşır.Eşya-meşya hikaye,amaç çaktırmadan karşı tarafa lafı giydirmek,bir nevi bedduadır bu atasözü.
2. Damlaya damlaya göl olur.Buradaki asıl mana ise,küçük birikimlerden büyük yararlar sağlanacağı falan değildir.Bir temenni cümlesidir bu.Rivayete göre Devlet Su İşleri’nin çıkardığı ve halkın kullanımına sunduğu bir atasözüdür.Damlaya,damlaya nasıl olsa göl olur,biz de boru döşeriz,hoooop içme suyu,tarımsal sulama da kullanırız,masrafa da gerek yok.Bir nevi tasarruf amaçlı,biliçaltına yerleştrilmiş bir atasözüdür.
3. Sakla samanı gelir zamanı.Bu atasözü dış ülkelerin ülkemiz üzerinde oynadığı oyunun açık ve net göstergesidir.Asıl anlamı,bir gün bir eşya illa ki işine yarar,aman atma yiğenimdir..Ama işin aslı pek farklı..Elinizdeki yararlı-yararsız ne varsa,atmayın,kullanın,saklayın.Peki böyle olunca noluyor,piyasadaki ticari mal döngüsü,yavaşlıyor,alım-satım işlem hacmi daralıyor,piyasalara fenalık geliyor,işte ülkemizdeki en büyük sorun olan ekonominin,kötü gidişatının temeli bu atasözüdür.Tabi..
4. İki gönül bir olunca,samanlık seyran olur.Tamamiyle Osmanlı döneminde zirveye çıkmış mimari sanatını sekteye uğratmaya yönelik bir atasözüdür.İki gönül bir olunca,o ortam ısınır,o ortam hoş gelebilir,ama asla güzel olmaz arkadaş.Evlenelim biz,samanlığa girsek,ikinci gün dış cephe pak-siding,iç mekan kartonpiyer,yerler laminant parke olacak mantığı çok yanlıştır.Bu yüzden ülkemizdeki evlerdeki estetikten uzak mimari almış başını gitmiştir.
5. Söz gümüşse sükut altındır.Mali şartlarla tamamen ters düşen,arz-talep dengesinde ciddi dengesizlikler doğuracak atasözüdür.Altın neden değerlidir?Az olduğu için..Herkes susarsa,susmak altın değerinde olacaktır.Hımm yani,piyasadaki altın oranı fazla.Fazla olan şey ise değersizdir.Bu sefer konuşmak değerli olacaktır.Susa susa,altına boğulduk be birader!Susmak efendilik değil,konuşmaya konuşmaya birbirimizden uzaklaştık,konuşmaya konuşmaya dertler dermansız kaldı,birbirimizi anlamadık.Konuşan değil,susan ve ezberleyen genç nesiller yetişti.Lan madem bu kadar değerli bu susmak,bütün altınlar sizin olsun be siyasetçiler,alın gidin bu ülkeden.
6. Üzümü ye,bağını sorma.Aza kanaat ettirmenin,olayları örtbas ettirmenin öğütlendiği pis bi deyim daha.Bir kere yedim üzümü,bağ nerde agacım?Göster bana bağı?Belki yediğim üzümün bağı,pislik içinde?Belki o bağa benim de bi katkım olacak,nice üzümleri başkalarına yediricem ve bağın yerini onlara da göstericem?                     +Bak bu üzüm.Bağı nerde?Miktir et,üzüm bu,ye sen..E bağı nerde abü bunun?Bağın yerini ben biliyorum,söylemem.Peki neden abü?Sonra direk gider bağdan alırsın,bana minnet etmezsin..Haa baştan desene abi,Allah belanı versin..
7. Ayağını yorganına göre uzat.Yıllar yılı girişimcilik ruhunu öldürmeye yönelik söylene gelmiş bir deyimdir.Her şey hesap edilmeli,hesaplı olunmalıdır.Oysa alakası yok..Ayağını yorganına göre uzatmayan adamın 2 seçeneği vardır,ya başı açıkta kalır,ya ayağı.Ayağı açıkta kalan adamın ayağı üşür.Ayağı üşüyen adam,ısınmak için çare arar.Çare arayan insan da gayret eder,çalışır,çabalar,bi şekilde o ayağı ısıtır agacım..Yıllar yılı bu deyimin telkiniyle,ne uzayan,ne kısalan gelir seviyelerinde yaşadık..

Sürçü Lisanlarım,Ermenilerin Yaptığı Hocalı katliamını unutan,ve unutturmaya çalışan,ve bu katliamı uluslararası platformlara taşımayıp,geçiştiren,soydaşlarımızın kemiklerini sızım sızım sızlatanlara girsin..