Tesadüfen bir video izledim bugün..Bir çocuk var,beş yaşında,onla yapılan bir röportaj..Sıradan bir haber gibi geliyor.Ama röportajı farklı kılan,çocuğun vücudundaki dışa açılan her delikten yaşama sevinci fışkırması..
Fışkıran yaşama sevinçlerini bir yerde toplayabilsen,nedensiz yere bunalım nöbetleri geçiren,nice ergen çiçekleri “hayat sevince güzel,sevince tatlı,güzel / Bir Kuşu,kelebeği,bir taşı sevin yeter” şarkısını söyler..
Adı Selman,görme özürlü,meraklı,soruyor sürekli,bir “iyi akşamlar,hayırlı bayramlar” diyişi var ki,evlatlık edinesi geliyor insanın..
Bu videodan çıkardığım dersler
1-Sağlığın ile para kazanabilirsin ama,paran ile sağlığını geri kazanamayabilirsin..
2-Gereksiz bunalım triplerinde gezinen ergen çiçekleri,ıslak meşe odunu ile dövülmeli,yaralarına tuz,apışaralarına buz basılmalıdır.
3-Selman’dan feyz alınmalı,Selman’dan feyz alınmalı,Selman’dan feyz alınmalı..
Ne denir ki bu duruma…
belki gözünüzden kaçmış olabilir…özürlü kelimesi yerine (görme)engelli diyelim…
vallahi kendimden utandım,zira sebebsiz buhranlardaydım gene..yazdıklarına katılıyorum,bi tuhaf oldum yau