Turizm,Ülkemizde Turizm ve Sorunları

Hanlar hamamlar içinde yalnızlık…

Hikâye bu ya ülkede koca koca hanlar varmış, insanların devasa kanatlı yaratıklarla getirilip içlerine tıkıldığı. O insanlar içeride yedirilip içirilip eğlendirildikten sonra tekrar aynı şeytan aletine bindirilip evlerine geri yollanırmış. Ne zevki sefa içinde muhabbet ola, ne alışveriş karşılıklı halk ile aralarında. NTV de Halkın Sesi adlı programda anlatılan hikâyedir. Bahsedilen ülke güneydeki bir ilimiz Antalya’dır, kanatlı yaratık uçak, hanlar ise beş yıldızlı tam donanımlı her şey dâhil programlarına sahip otellerdir.

Antalya’da mevcut 5 yıldızlı otel sayısı 185’dir. Gelen turist sayısı yaklaşık 7 milyon geçtiğimiz sene içerisinde. Kaç kişisi anlaştıkları otel dışına çıkıyor acaba? Otellerdeki her şey dahil sistemler turistleri otel içinde kalmaya zorluyor ve halk ile aralarına kara kedi sokuyor. Bu da bölgenin kalkınmasını ve bölge halkının gelen turistten bilgi birikim ekonomik sosyal açılardan faydalanmasını engelliyor. Bunun sebebi sadece otellerdeki sistemler değil tabiî ki de. Örneğin turizm kentimiz olan Antalya’nın bir turizm planının olmadığı biliniyor. Yetkililer bu konuyu en son 1970’lerde düşünmüşler!

Bu da bir gerçek ki kent genel olarak otellerin dışındaki alanlarda insanlara 5 yıldızlı bir hayat sunamıyor. Gerek alt yapısı olsun gerek çevre düzenlemesi, mimari yapısı bakımında olsun yetersiz kalıyor ilimiz. Halk umarsız ve bitap atalet halinde, ellerinden ne gelir ki, bu politika işte…!

Buna benzer sorunlar yaşayan kendi kentim ile ilgili hayalim şu: komple baştan aşağıya (yukarı mahalleden aşağı mahalleye kadar) yıkıp tekrar yapmak, en güzelinden…

Düşününce kaç sene sonra illerimiz bir Avrupa kenti gibi olacak acaba diyorum. İstanbul gibi bir hediye yok hiçbir halka dünyada, onu bu kadar kirleten yine bizleriz.