Hep bir şeyler yetmiyor,yetemiyor..Aldığımız etek, bluz, gömlek, ayakkabı,çanta, yediğimiz yemek sürekli tüketiyoruz ve bir şeyleri ispatlamaya çalışıyoruz. Belki de bir şeyleri ispatlamak zorunda bırakılıyoruz. Bir konsere gidememek bizi diğerlerinden geri bırakacakmış hissiyle üzülüyoruz kimi zaman. Sevdiğimiz müziği dinleyememek değil o akşam o kadının/adamın gidebildiği konsere gidememek üzüyor bizi.. Doyamıyoruz. O at gözlüğü öyle bi sıkısıkıya takılmış ki gözlerimize ve aslında her birimiz en zenginimiz, fakirimiz, çalışkanımız, tembelimiz hepimizin gözlerinde var bu gözlüklerden. Tek fark baktığımız yönler! Kimimiz o çantayı taktığında bir statüye ulaşacağını sanarken kimimiz apaçi dansıyla hazzın doruklarına ulaşacağına yürekten inanıyor. Belki de bu farklılık-bir nevi uçurum- at gözlüklerini çıkarmayı aklımıza bile getirmezken, bizi ‘diğerleri’ dediklerimizden ayırma çabamızı kolaylaştırıyor, kendimizi daha kolay kabul edebiliyoruz, sorgulamıyoruz. Bu at gözlüğü dediğimiz aslında sandığımızdan daha tehlikeli. Bize kabullenmeyi öğretirken önce kendimizi sonra etrafımızdakileri en son da insan olmayı unutturuyor.
Doğruları hiç bir zaman gönül rahatlığıyla sevemedim yalanları da sevmem fakat doğrularda hep bir sinsilik, arada kaynayıp giden, at gözlüğünü atmayı bilmeyen birinin payı olduğunu düşünürüm, beni tedirgin eder. Bence at gözlüğü dediğimiz o lanet şey farkına varıldığı an çıkarılması gereken bir şey de değil işte. Pisliği tam da burada zaten! Sırf birilerinin bize öğrettiği şeyler diye, bize ait değil diye anlamaya çalışmamak da başka bir at gözlüğü çünkü. O gözlüğü çıkaracağım diye anlayıp, tam da durduğun ya da durmak istediğin yeri bilmeden gözlüğü çıkartıp çırılçıplak kalmak her şeye açık olmak, at gözlüklü zamanlarındaki düşüncelerin tam tersinin sana cazip gelmesi filan daha büyük bir dehliz. Bana göre o gözlükleri gerçek anlamda çıkarıp gerçek anlamda durduğun yeri bilmek esas erdemdir. Önemli olan tek şey gözlükleri çıkaracağın zaman ve o zamanki sensindir.
Not: Yazı bana değil, site misafir kalemi Gözde Küçük‘e aittir. At gözlüğüne farklı bir tanımlama getirip, iyi olabilecek yanını tespit etmesi pek hoşuma gitti. Zihnine sağlık Gözde.