Bu yazıyı okumaya başlayan SEN,demokrasinin ne olduğunu,tanımını az çok kafanda oluşturabiliyorsundur.
Ve muhtemelen,bu yazıyı okumaya devam eden SEN,şöyle düşünüyorsundur,“DEMOKRASİ” en iyi yönetim biçimidir…
Buraya kadar yazdıklarımı aklında tut bi zahmet,aralara bişiler kattıktan sonra,konuyu bağlıycam..
Aristotales,Sokrates,Platon,Thomas Hobbes,Dante,Polybios,Ciceron,Aquino’lu Thomas,Ockham’lı William,Jean Bodin desem,kafanda ne çağrışımlar oldu..
Bu yukarıdaki Abilerimin eserlerini okudun mu,en azından bu agaların fikirleri hakkında bir fikrin var mı bilmiyorum..
Ama hiç değilse hani etraftan falan duyduğun kadarıyla “BÖYYÜK ADAMLARDI RAHMETLİLER” izlenimi bırakmıştır sende..
(Eğer bu abileri okuyanlar,eserlerini yutanlar varsa,yukarıdaki cümlelerimi görmezden gelsin)
Peki bu “BÖYYÜK ADAMLARIN” hiçbirinin “demokrasinin” “d” sinden bile bahsetmemesi garip değil mi?Hatta Monarşi-Aristokrasi-Cumhuriyet’i ideal rejim kabul edeni de varken,bunların karşıtı olarak Tiran-Oligarşi-DEMOKRASİ’nin kötü yönetim biçimi olarak gösterildiğini biliyor muydun aga?
Aristotales Abim Demokrasi,Cumhuriyet’in bozulmuş şeklidir diyor ve tam olarak şöyle açıklıyor demokrasiyi ;
Herhangi bir bakımdan eşit olan insanların,mutlak olarak eşit oldukları düşüncesine dayanır .
Böyle olunca,kendilerini her bakımdan eşit ve özgür sayan halkın tümü yönetime katılmak ister,bu da rejimin niteliğini belirler.Artık zengin,fakir,erdemli,erdemsiz,bilgili,bilgisiz ayırımına bakılmaksızın herkes iktidara katılmıştır,toplumda ve yönetimde söz sahibidir.
Aysun Kayacı’nın canlı yayında dillendirdiği olayı hatırladın mı aga? “Dağdaki çobanla benim oyum bir mi” demişti..Herkes çemkirmişti hatuna..E biri de demedi ki “Bağırmayın lan kıza,son zamanlarda Aristo’ya fena sarmıştı,ondan etkilenmiş olabülür”
Aga neredeyse 1660’lara kadar,yani John Locke abime kadar Demokrasi’nin esamesi okunmuyor..
Ve biz gözlerimizi Demokrasi altında açtık,bizim için ideal olan bu..Ancak geçmişe bakıldığında da Dünya Fikir Alanında Ülkeleri etkilemiş bu Filozof abiler,ileriyi çok iyi göremediler mi?
Onların zamanında en uygun yönetim biçimleri Monarşi’yken,acaba bize de şu an en uygun gelen bu mu?
Aysun Kayacı’nın dolayısıyla Aristo’nun görüşleriyle dalga geçtik,herkes eşittir dedik,herkesin oy hakkı birdir dedik,çünkü bize şu an normal gelen bu..
Hahh işte aga konuyu bağlıyorum;
Bundan 100-200 sene sonra,bizim torunlar yeni ve o zamanlar için ideal bir yönetim biçimi keşfettiklerinde,tarih kitaplarında bizi okurken acaba şöyle mi diyecekler ;
+Ya Ahmet geçen 1900-2100 arası dönem,yönetim biçimlerine bakıyım dedim..Aga ne gördüm,inanmazsın..
-Noldu lan,ne yazıyo ki?
+Aga Demokrasi diye bi sistem var tamam mı,bu sistem üzerine siyasal idare şekilleniyo..
-Ohaa lan,demokrasiyle mi yönetilmişler..Çok ilkel lan,o ne öyle..
+Öyle abi..Hayır anlamıyorum,bu kadar mı körlerdi,bizim sistemi nasıl akıl edemediler, TUTOPRASİ gibi sistem mi var aga?Mis gibi bizimki
-Ohh yeahh,öyle tabi..Hadi komşulara ışınlanak..
+Ay’dan organik çay’da getirdiydim,onu da alalım..
Böyle mi olucak acaba?Değişim kaçınılmaz kabul..Ama insan merak ediyor,demokrasiden daha iyi,daha adil,nasıl bir yönetim biçimi bulunulabilir?
O Tutoprasi de demokrasinin olsa olsa birinci dereceden akrabası olur,hadi bilemedin 2 olsun..Bu en iyi ihtimal yalnız :))
Demokrasinin en iyi yönetim biçimi olduğunu kim söyledi?Haa,tarih öğretmenlerimiz,evet…Tamam,demokrasinin tanımını yaptığınızda kulağa gayet hoş geliyor,oha ben de yönetime katılabilirim lan,minik de olsa söz sahibiyim,hakkımı arar,söke söke alırım.Bunlar uzar gider böyle,neyse.Bizle alay edecekler demişsin,doğru!Biz bilmemkaçıncı kuşak olarak Osmanlının yönetim şekliyle,kanunuyla,nizamıyla alay etmiyoruz,ama eminim bizim torunlar bizimle alay edecek.Oğlum demokrasi demişler,hak hukuk demişler ama nasıl yönetilmişler yazık diyecekler.Öff,saptı konu,bahsettiğin şey bu değil.Şimdi düşünüyorum,ben ne Osmanlının ne de diğer Türk devletlerinin yönetim şekliyle dalga geçemiyorum,vardır aralarında istisna ayrı ki aradan binlerce yıl geçmiş değil mi?Ee, o zaman? 1.Demekki her dönemin kendine has yönetim şekli var,hayır lan yok.Moda değilki bu olay kardeşim,ne eskimesi?Bence döndürüp dolaşıp aynı sistemleri kullanıyoruz,ha adı değişir,insanın ihtiyacına göre,ne biliym çağa göre farklı şekillenir vs..Hem kim sıfırdan yönetim şekli keşfedip uygulamış ülkesine,var mı böyle bişi?Ben hiç duymadım.Yani bizim torunlarda bizden etkilenerek yaşamaya devam edecekler.Haa şimdi gelse Cengiz Han demokrasiyi görse bu ne lan der anlarım ya da Teoman falan.E geldikleri yüzyıl uzak bize.40 yıl sonraki kuşak pek şaşırmaz.Çok karıştı ya,bi ton şey geldi aklıma hep böyle oluyor zaten,aman be.Ha şunu diycem,zannetmiyorum öyle yepyeni bir yönetim şekli bulunup da alın bi de bunu deneyin bakalım denilsin,yani sanı değil eminim.Binlerce yıllık birikimle ilerliyor bu kavramlar,sil baştan yapamazsınız.Öfff anlayan anladı,daha da karıştırmadan bırakıyorum.Saygılar