Dün,beraber çalıştığım bi avukat abimle dışarıda buluştuk,sohbet “etiketlemeler” üzerine gelişti..
Etiketlemelere misaller “Bir de babası öğretmen olucak” (notları düşük öğrenci için söylenen söz) “Bi de imamın oğlu olacak” “Bi de hacca gitti bu adam” “Kayseri’li olduğuna emin misin?” (Kurnaz olmayan biri için) uzar gider etiketlemeler..
Sonra konu,Kürt Açılımına,ordan belediyeciliğe geldi ve bir örnek verdi Avukat Abi;
Bu yaz Hollanda’ya gitmişti,Rotterdam (Hollanda’nın 2. büyük şehri,Avrupa’nın En büyük Limanı ve Kargo Kapısı) Belediye Başkanının adı Ahmed Ebu Talib..Tekrar yazıyorum,Rotterdam Belediye Başkanı’nın adı Ahmet Ebu Talib.Araştırdım az biraz Ahmet Abu Talib amcamı,Fas’lı bir Müslüman..Bu bilgi bir kenarda dursun..
Bulunduğum ilde 2009 Yerel Seçimlerinde Ak Parti’nin Belediye Başkan Adayı,bu şehirli değildi,bu şehire 60km uzaklıkta bulunan başka bir ile bağlı ilçede doğmuş,ama adam ömrü boyunca burada çalışmış-yaşamış biri..
Bu bahsettiğim adamı Ak Parti Belediye Başkan Adayı gösterince,adayın bu şehirde doğmadığını öğrenen baazı partililer homurdanmış ; “Ya adam buralı bile değil,bi de bizi mi yöneticek” diye..
Şimdi bir karşılaştırma yapalım;
Ahmet Ebu Talib; Faslı ve seçildiği yerle arasında binlerce kilometre var.
Tr’deki Aday ; Aday olduğu yerle,doğduğu yer arasında 60 kilometre var.
Ahmet Ebu Talib ; Bir Müslüman ve seçmenlerin çoğu Müslüman değil.
Tr’deki Aday ; Müslüman ve seçmenler de öyle.
Ahmet Ebu Talib ; Seçildiği yer Hollanda’nın 2. büyük şehri ve Avrupa’nın en önemli Liman Kenti.
Tr’deki Aday ; Seçildiği yer Türkiye’nin 80 bin nüfuslu bir Anadolu şehri..
Tüm bu karşılaştırmalara rağmen,Hollanda Seçmeni sırf Ahmet Ebu Talib’in daha iyi hizmet vereceklerine inandıkları için,seçimlerini hizmetten yana kullanırken,Türkiye’de coğrafi şart sorun oluyor aga..
Nasıl bir iş bu?
Mikro-milliyetçilik bizde neden bu kadar rağbet görüyor..
İstanbul’da birine “Aslen nerelisin” diye sorarsın,adam mesela Sivas’lıyım der.Sivas’lıyım diyen adam Sivas’a gider,bu sefer,“hangi ilçedensin” derler,Şarkışla’lıyım der..Şarkışlalıyım diyen adam, Şarkışla’ya gider ve “Hangi köyündensin” derler..Köye gider, “kimlerdensin” derler..
Aga bu ne ya?Ana rahmine kadar takip mi ediceksiniz adamı?
Not 1: Sohbetin ilerleyen saatlerinde Psikolog bir abi bize katıldı,3 saatlik sohbet sırasında bir sözünü aklıma kazıdım ; “Doğru bulduğun için taraf olmuyorsun sen, taraf olduğun için doğru buluyorsun”..Güzel söz.
Not 2: Hayırlı Bayramlaaaaaaar Lannn : )
öncelikle şunu söylmek istiyorum bende bir belediyeci olarak.Belediye yetki , görev ve tüzük farkı olarak çok ayrı dünyaların şehirleri.Türkiyede bilinçsizce yapılan bir çok şey var.Bir şehrin sorununu ancak o şehre yürek vermiş bir insan en kısa zamanda çözebilir.onun dışında milliyetçilik ırkçılığa kaçmadığı süreçte iyi olduğuna inanıyorum çünkü insanları birbirine bağlayan yegane temellerden birisidir.Düşünsene Atatürk üniverstesine gelmişim.Çocuğun biri ile tesadüfen konuşurken soruyorum nerelisin Yozgat neresinden Çekerek ooo hemşerim diye insanın tüyleri kabarıyor. Hemen bir sahiplenme iç güdüsü oluşuyor.Ve bu etkileşim sayesinde 5 yıl içerisinde bir sürü arkadaşınız oluyor.Aksini düşününsene birde nerelisin Yozgat neresinden Çekerek diyor adam herhalde milliyetçilik iç güdüsü olmasa iyi hadi görüşrüüz ders başlıyacak gibi bir cevap verip kantinden ayrıldıktan sonra unutacağınız yüzler arasına eklerdiniz değilmi
hocam, bizim insanımızda bu var. bunu eleştirmek anlamıda söylemiorum ama böyle bir his gerçekten var. insanlar, yabancı da olsa, aynı şehirde doğduğu insana daha bi sempatiyle yaklaşıyor . bu en çok karadenizde var sanırım ki ben de karadenizliyim ve bahsettiğin şehir, ilçe, köy, aile sorgulamasına çok maruz kaldım : )