Hukuk serisine sigorta hukukuna da giriş yaparaktan devam etmek istedim.
Sigorta Hukuku Nedir?
Sigorta ilişkisini ve sigortacılıkla meşgul olan işletmelerin çalışmalarını,faaliyetlerini düzenleyen hukuk kurallarının bütününe ve bu kuralları belirli bir sistem içinde inceleyen hukuk dalına sigorta hukuku adı verilir.
En geniş ayırımla Sigorta Hukukunu Hususi Sigorta Hukuku ve Sosyal Sigorta Hukuku olarak ikiye ayırabiliriz.
Hususi Sigorta ; Ayrı bireylerin özel menfaatlerinin çeşitli rizikolara karşı güvence altına alınması için serbest iradeleriyle meydana getirdikleri riziko teminatıdır.
Sosyal Sigorta; Belirli halk gruplarının sosyal güvenliklerinin sağlanması gayesiyle kanunla kurulan çoğu defa mecburi bir sigortadır.(Örneğin Bağ-Kur)
Hususi sigorta ve sosyal sigorta arasındaki farklar,hususi sigorta iradi olduğu halde,sosyal sigorta kanunla düzenlenmiş ve esas olarak mecburidir.Yani bir işyeri sahibi olarak,Bağ-Kur primlerini yatırmama ve “Bağ-Kurlu olmak istemiyorum ben” deme gibi bir lüksünüz yoktur.
Hususi sigortada hemen hemen her türlü rizikoya karşı mukavele hazırlanabilirken,sosyal sigortada arabanızı sigortalattıramazsınız.Sosyal sigortada bir yardım unsuru varken,hususi sigortada ise sigorta ettiren primin tamamını kendi öder.
Zihninizde Sigorta Hukuku kavramının canlanması için bu kadar genel bilgi kafi gelir sanırım.
Şimdi günlük hayatta işinize yarayabilecek bilgiler yazıcam.
SİGORTA SÖZLEŞMESİNİN HÜKÜMLERİ
1)Sigorta Ettirenin Yükümlülükleri:
Sigorta ettirenin (yani bizim,normal-sade vatandaşın) ilk yükümlülüğü tabi ki prim ödeme borcudur.
İkinci yükümlülük ise,sigorta ettirene,kanunla,ya da sigorta sözleşmesiyle yüklenmiş bir takım davranış ve ihbar sorumluluklarıdır.Örneklersem; sigorta sözleşmesinin içeriği oluşturulurken sigortacı alacağı riski hesaplamak için size bir takım sorular sorar,mesela müstakil evinizi sigorta ettiriyorsunuz ancak evin çatısında bir benzin tankeri olduğunu sigortacıya söylemediniz ya da sözleşme kurulduktan sonra evinizin çatısına bir benzin tankeri yaptırdınız,ancak bunu sigortacınıza bildirmediniz diyelim.Bu durumda sigortacının doğabilecek zararlardan ötürü tazminat borcu ortadan kalkabilir.Bu da bizim,yani sigorta ettirenin zararınadır.
a)Prim Ödeme Borcu
Prim,sigortacının riziko taşıma yükümlülüğünün karşılığıdır.Bir defada yahut taksitle ödenebilir.Kanuna göre primin parayla ödenmesi gerekir. (Türk Ticaret Kanunu m.1294/2)
b)Primin Tesbiti Hususu
Peki prim miktarı neye göre hesaplanacaktır?Prim iki kısımdan oluşmaktadır.Safi prim ve de idare masrafları.Safi prim esas rizikodur.Safi prime sigorta sözleşmesinin yapılması sırasındaki muamelelerden doğan masraflar da eklenerek gayri safi prim elde edilir ve bizim sigortacıya ödediğimiz primi oluşturur.
Primin tesbitinde şu hususlar göz önüne alınır;
- Sigorta Akdinin Süresi; Uzun vadeli sigortalarda sigortacı primi daha çok faizlendirebilme imkanına sahip olduğundan primin miktarı kısa vadeli sigortalara göre daha az olabilir.Çünkü idare masrafları kısa süreli vadeli ve uzun süreli vadeli sigortalarda hemen hemen aynı kalmaktadır.
- Sigortalanan Rizikonun Gerçekleşmesi İhtimali; Bu husus,ilmi ve teknik esaslarla belirlenir.Gerçekleşme ihtimali fazla olan rizikolar için prim miktarı pek tabi daha yüksektir.Örneğin şu anda evinizi su taşkınları için İstanbul’da sigortalattırmak isteseniz,evinizin bulunduğu mevkiye göre prim değişiklik gösterecektir.Örneğin evinizi İstanbul’daki 2009 selinde büyük hasar görmüş Basın Ekspres Yolunda sigortalattırmak isteseniz,diğer semtlere nazaran daha fazla prim ödemeniz gerekmektedir.
- Sigorta Bedeli; Rizikonun gerçekleşmesi durumunda,sigortacının sigorta ettirene,sigortalıya ya da lehtara(Çek veya poliçenin ödeneceği, belgenin üzerinde adı yazılı olan kişi.) ödemeyi taahhüt ettiği miktar primin hesaplanmasında esastır.
Peki primin hesaplanmasında sigorta şirketlerine serbestlik tanınmış mıdır?Düşündüğünüzde bir tarafta Anonim Şirketler tarafından kurulmuş,maddi olanakları güçlü olan sigorta şirketleri diğer tarafta da biz,yani bireyler bulunmakta.Bu yüzden kanun koyucu primlerin tesbitinde sözleşme ilişkisinde zayıf taraf olarak görünen bizleri koruma yoluna giderek,primlerin tespitinde iki yol öngörmüştür.
Birinci yolda,yani tasdik sisteminde ; sigorta şirketleri primleri tesbit eder,ancak murakabe (denetim.) makamının tasdiki gerekmektedir.
İkinci yolda,yani tanzim sisteminde ; primleri murakabe makamı bizzat tespit eder ve sigorta şirketleri de bu tarifelere uymak zorundadırlar.
Primin Ödenme Zamanı Hususu
Kanunda primin ödenme zamanı hususu şöyle düzenlenmiş;
Türk Ticaret Kanunu m.1295
Sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk taksitin, akit yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir.
Sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksitin ödendiği tarihten başlar.Şu kadar ki, kara ve denizde mal taşıma işlerine ait sigortalarda sigortacının sorumluluğu, akdin yapıldığı andan başlıyacağı gibi sigorta primi de henüz poliçe tanzim edilmemiş olsa bile o anda muaccel olur.Sigortacının sorumluluğu başlamadan önce sigorta ettiren kararlaştırılmış olan primin yarısını ödeyerek mukaveleden kısmen veya tamamen cayabilir.
Kanunda taksitli prim ödemesinde taksit günlerinin ne zaman olacağına dair bir düzenleme bulunmamakta,bu yüzden Borçlar Kanunu m.74 hükmüne bakarak,eğer taraflar arasında taksidin hangi gün ödeneceğine dair bir anlaşma yok ise,taksidin ait olduğu sigorta döneminin ilk günü ödenmesi gerekir.
Bugün burada bırakıyorum,diğer konuda sigorta priminin ödenmemesinin sonuçlarıyla devam ederim.
Not: İki kilo mandalin tartıcam derken,ayağı kayıp asfalta kafa atan manava hasta ziyaretine gittim,mandalin götürdüm yesin diye, manidar manidar baktı yüzüme : )
Yararlanılan Kaynaklar; Prof Dr. Rayegan Kender (Türkiye’de Hususi Sigorta Hukuku) Borçlar Kanunu,Türk Ticaret Kanunu.
[…] Hukukuna şu yazıyla bir giriş […]