Kuzey Kore’nin (Resmi adıyla Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti) davetiyle 15 Nisan-20 Nisan 2015 tarihleri arasında Türkiye Müphem Partisi (TMP) olarak bir ziyaret gerçekleştirdik bu güzel ülkeye. 20 kişilik kalabalık bir ekiple gittik. İl Başkanları falan. Bilinmeyen ve merak edilen bir ülke olduğu için gün be gün not aldım. Gezi notlarımı paylaşmak farz oldu.
Kuzey Kore’nin havayolu şirketi Air Koryo ile Pekin’den uçuşumuzu gerçekleştirdik. Uçak eski ama sağlam duruyor, virajlarda güven veriyor. Bağımsız süspansiyonu artı olarak kaydediyorum. Kuzey Kore uçağı Ruslar’ın sahibinden.com gibi bir sitesinden ucuza düşürmüşler. Keyifle anlatıyorlardı.
Uçak ilk etapta düğün arabası gibi geldi. Her yerinde stickerlar-süslemeler falan. Ama sonra Koreli bir yetkili yanımıza gelip “onlar paslanmalar gözükmesin diye yeğenim” deyip kıs kıs güldü. Çakal bu Koreliler yaaa. Kim Il-Sung’un sureti olmazsa olmaz. İleride gördük ki iç çamaşırlarda dahi vardı.
Uçak içi ikram da fena değil. Ekibimiz 20 kişi olunca mahçup olmamak için 10 gün öncesinden yemeyi-içmeyi kesip bize pay ayırmış Koreliler. Misafirperverlikleri dillere destan. Fotoğraf çekmek yasak ama gizli gizli çekip, hafıza kartını Tokat İl Başkanımızın mabadına soktuk. Parti içi fedakarlığı için Tokat İl Başkanımıza buradan da teşekkür etmek istiyorum.
Pyongyang havalimanına sert bir iniş gerçekleştirdik. Ön iniş takımları 2 yıldır arızalı olduğundan uçak inişe geçerken 50 Koreli uçağı yavaşlatmak için kanatlarından geri asılıyormuş. Kaptanımız Cho-Hee; “iniş biraz sert oluyor, nereden baksan 40 kişi de ölüyor. Ama parça bulamıyoruz, parça olsa…” diye iç geçiriyor. Üzüntüsüne ortak olmak isteyen Sinop İl Teşkilatı’ndan Suat Bey “üzülme kaptan ülke için” diye sırtına dostça vurup teselli etmek istiyor. Apar topar tutup Suat Bey’i oracıkta idam ediyorlar. Kaptan’a duygusal yaklaşmanın cezası idammış. Şu Koreliler alem ya. Neyse.
Karşılama için Kim Jong Un apronda 4 kişi idam etti. Kore insanı gerçekten çok sıcak kanlı. Bize sevgi dolu gözlerle bakıyorlar.
Karşılamadan sonra otelimize bırakıyorlar bizi. Odalarımızın kapısını izinsiz açmamamız hakkında uyarıyorlar ve sabah bizi alacaklarını söylüyorlar. Ben parti başkan yardımcım Hilmi Bey’le aynı odayı paylaştım. Heyecan ve merakla yol yorgunluğuyla mışıl mışıl uyuyoruz.
Sabah Kore’de bir köy kahvesine gidiyoruz. Çay ikram ediyorlar. O kadar bizden o kadar Anadolu kokuyor ki yigit Kore İnsanı, duygulanmamak elde değil. Kahveci Won Amca işkencelerin izlerini o yorgun yüzünde taşıyor. Yorgun ama mutlu gülümsüyor. Ardından izinsiz gülümsediği için idam ediliyor. İdam edilirken bile çok yasa Kim Jong Un diyor Won Amca. Tüm kahve tüylerimiz diken diken bu onurlu insanın hayata son bakışına şapka çıkartıyoruz.
Kahvedeki insanlar “tamam abi Kim Jong gitsin de yerine kim gelecek?” diyorlar. Haklılar da belki. 5 dakika sonra bunu diyen 39 kişiyi daha idam ediyorlar. Mecburen oturup kalan 39 çayı da icip, oraların sevilen Dae Teyzesi’nin hayır duasını alıp elini öpmek için yola koyuluyoruz.
Dae Teyze tam bir Osmanlı kadını. Bize çamurdan yaptığı Okani’den ikram ediyor. Bizim bazlamanin aynısı. Ama Kore’de yufkayı sadece Gomünüst Parti üyeleri tüketebildiği için çamurdan yapılıyor. Ağzımızın içine sıçıyor Dae Teyze. Bir oy bir oydur deyip bozuntuya vermiyoruz. Ama cok hırslanıyoruz Dae Teyze’ye. Başkent’e döner dönmez de bizim Kim Jong Un’a çıtlatıyorum hemen kaçak yufka kullanıyorlar diye, onu da idam ediyorlar.
İdamından evvel hatıra olsun diye bir fotoğrafını çekmiştim Dae Teyze’nin. Fotoğrafta Okani’nin çamurunu hazırlıyor emekçi Dae Teyze.
Tarım politikasının etkilerini göstermek için Kore Tarım Bakanlığı yetkilileri bizi bir uygulama alanına götürüyor. Modern tarımın etkilerini görmek hemen mümkün. Kim Jong Un kafa yapısına benzediği için her yere turp ekilmiş. Hektarlarca turp tarlasi. Turpun her ceşidi mevcut. Hatta turp votkasi ikram ediyorlar bize. Bizim Aksaray İl Başkanı niyetliyim almayayım diyor. Oracıkta idam ediyorlar. Sevmezdim pezevengi zaten.
Aşağıdaki fotoğraf Kuzey Kore’de modern tarımı anlatan yerinden bir kare. Bunu çekicem diye Sivas Gençlik Kolları Başkanı Murat’ın apış arasını siper ettim, ayakkabımı bağlar gibi yapıp çekiverdim eki eki eki.
Aksaray İl Başkanı’nın acısını-sevincini ardımızda bırakıp Simpyong Belediyesi’nin toplu idam şenliklerine doğru yola çıkıyoruz. Fakir halk için büyük bir fırsatmış bu, Simpyong Belediye Başkanı Sand Kun gururla anlatıyor şenliği; “Geleneksel hale getirdiğimiz bu şenliğimizde fakir halkı topluca idam edip, masrafları da ailelerinden almıyoruz, sosyal devletin gereği budur” diyor. Gerçekten iyi düşünülmüş, taekwando gösterisi, folklor ve türkü dinletileri ardından 643 fakirin idamını keyifle izliyoruz.
İkindi namazını Merkez Won Efendi camiinde kıldıktan sonra idam ederler diye bekliyoruz ama “ne güzel jimnastik hareketleri çok beğendik” diyor safdiller. Kıs kıs geliyoruz partililerle. Kore Halk Ordusu Generali Huwang Koding şanlı ordularının gücünü göstermek için bizi tatbikat alanına davet ediyor. Heyecanla bekliyoruz. Tatbikata göre Amerikan Ordusu’nu imha edecekler. Tüm savaş ekipmanları tatbikat alanında. Tanklar, roket atarlar, zırhlı taşıyıcılar vs. Komutanın emriyle başlıyor tatbikat. Masraf olmasın diye Koreli askerler ateş ederken ağızlarıyla ra-ta-ta, gümmmm, bommmm gibi sesler çıkarıyorlar ve nihai zaferlerine ulaşıyorlar. Tatbikatta Amerikan askerlerini canlandıran Koreli askerler, yalandan da olsa Amerikan Askerleri’ni oynadıkları için idam ediliyorlar. Ne bereketli bir gündü.
Fotoğrafta Kuzey Kore Askerleri ağızlarıyla ratatatatata diye makineli tüfek ateşi taklidi yaparken
İdam şenliğinden bir kare, Kim Jong Un her zamanki neşesiyle ışık saçıyor.
Bu da idama giden Koreliler. Masraf olmayacağı için çok neşeliler.
3. Gün. Koreliler’in sabah sporunu izlemek için günes doğmadan uyandırılıyoruz. Üzerimizde inanılmaz bir enerji var. Ekibimizdeki Nihat Bey : “efendim enerjinin sebebi kaldığımız yerden kaynaklı, Kore Nükleer İşleri’nin misafirhanesinde kalıyoruz, buralar hep uranyum” diyor. Nihat Bey’in fikirlerine hep önem veririm. Dün gece yeşil sıçmamızın nedeni yemekler değil, radyasyonmuş. Ama radyasyonu çok sevdik ve ülkemizdeki nükleer tartışmalarına çok güldük. Acayip şirin birşey radyasyon, insanın hep maruz kalası geliyor. 23 Mayis Amerikaliları Sikertmece Stadyumu’na doğru yola koyuluyoruz. Ülkede tek araç olduğundan, onu da Kim’in oğlunun sünnetine tahsis ettiklerinden yürümek durumundayız. Ekipten Cezmi Bey ben artık dayanamıycam diyor. Dayan Cezmi Bey, Türkler takatsiz dedirtmeyelim diyorum. Haklısın diyip gaza geliyor Cezmi Bey. Depara kalkıp 30 metre sonra kalp krizinden ölüyor. Ekip olarak çok üzulüyoruz. Ölmeseydi kesin aday gösterecektik.
Stadyuma varıyoruz. 80 bin kişilik dev bir yapı. Kore Toplu Konut İdaresi’nin yüz akı. Yapımı 26 sene sürmüş. Fitness salonu diye başlamışlar, bakmışlar is gücü çok stadyuma çevirmişler. Şu Koreliler cok ilginç adamlar yahu.
Herkes yerini alıyor stadyumda. Basit hareketlerle başlayıp adrenalini gittikçe yükseltiyorlar. Finalde dev bir insan kulesi yapıyorlar. Bizim 19 Mayıs hareketleri gibi. Kulenin en tepesindeki yağız Koreli genç balıklama atlıyor. 2 salto 1 burguluyla çime çakılıyor. Yozgat Gençlik Teşkilatı Başkanı Nihat “ananı sikim çime atladı lan adam, öldü” diye ayağa fırlıyor. Hemen yerine oturtturuyorum. Etkilendigimizi gören Kore Aletsiz Jimnastik Bakanı “final bomba olsun diye böyle yapıyoruz, suya herkes atlar, naaaaber” deyip bir makas alıyor beti benzi atmış Nihat’ın yanağından…
Stadyumdan bir kare: (fotoğrafta kulenin tepesindeki yiğitler öldü)
Öğlene doğru Kore Sanayi Bakanı’nın daveti üzerine makamına gidiyoruz. 2014 yilinda Kore tam 55 dolarlık ihracat yapmış. Ekipten Kadın Kolları başkanı Meral Hanım: “55 milyon dolar mı demek istediniz?” diyor. Bakan : “hayır 55 dolar, ya o da söyle oldu, bizim hanımın bacısı Çin’de. Baldız da çeyizi için gümüş kaşık takımını istiyor bizim hanımdan, unutmuş giderken, hanım da kargoluyor. Rusya da bunu ihracat diye kaydetmesin mi?” kahkaha patlatıyor Bakan. Çok neşeli adam, hemen kanımız kaynıyor…
Keyifle anlatmaya devam ediyor Bakan, Japon balıkçıları kaçırıp karşılığında Japonya’dan pirinç istediklerini, diğer ülkelere kaçmış Koreliler’i bulup, para vermezseniz ailelerinizi öldürürüz demelerini. Çok samimi bir sohbet sürüyor. “Hatta geçen…” çayından bir yudum alıp; “geçen yine kaçanları tehdit ediyoruz, aileniz hala burada, öldürürüz onları diye, biri hemen para yolladı. Ya nasıl da sıkışığız paraya bir bilseniz, GTA V çıkmış, bizim Kim de illa istiyor oyunu. Hemen o parayi çekip aldık GTA V’i Kim’e. Oyuna nasil daldıysa, 3 gün kimse idam edilmedi ülkede” …
Kuzey Kore’den çok tatlı anılarla ayrıldık. Ön yargıların kurbanı olmuş bu güzel ülke insanlarını selamlıyoruz saygıyla…
