Aga günlük koşuşturmaca içinde garip durumlar oluyor. Hani üstünde durulacak nitelikte değil ancak o anı streslendiren durumlar.
1) Biriyle vedalaştıktan sonra aynı yöne gitme durumu ;
– E hadi aga görüşürüz, yengeye de çok selamlar..
+Söylerim tabi, sizinkilere de selamlar. (Öpüşmeler)
Öpüşmenin hemen ardından aynı yöne gidinildiği farkedilir. E az önce vedalaştın, biri hızlı yürümeye çalışır ki diğerini geride bıraksın falan. Ya da yolun orası olmadığı halde sırf aynı yönde gitmemek için başka yöne yürürsün.
Vedalaştıktan hemen sonra, aynı yöne yürümeye başladığında konuşamassın da hemen, vedalaşmışsındır az evvel, o da konuşmaz, sırıtılır, o da sırıtır : )
Nerden baksan sıkıntılı bi durum.
2) Selamlaşma Anları ;
Aga şimdi çok samimi olmadığın ama tanıdığın birini düşün, hani sınıfında kalemtraş istediğin biri olabilir, iş yerinde sabahları günaydın dediğin biri, apartmanda sadece selamlaştığın bir komşu vesaire.. Sıkıntılı durum şu ki ; diyelim bi banka kuyruğundasın, bu kişi de orada ve onu görüyorsun, şöyle bi 2-3 saniye göz göze geliyorsun, belli ki o da seni tanıdı, ama kafayı çeviriyorsun. Gidip selam vermeye üşeniyor insan. Ama taraflardan biri üşenmediğinde, yanına gelip “Ragıp’çım hayırdır, fatura mı” dediğinde, az önce selam vermeye üşendiğin adamla yapmacık olarak sohbet edersin, hatrını sorarsın,işleri sorarsın, çocuklarını sorarsın, eşiniz nasıl diye sorarsın, okulunu sorarsın,derslerini sorarsın vesaire.. İşin garip tarafı bu yaşanan muhabbetin yapmacık, mecburi olduğunu her iki tarafın da bilmesi ama zevk alınıyormuş gibi sürdürmesi.
3) Sessiz ortamda muhabbet sorunu ;
Otobüstesin, insanlar sadece gidecekleri yere bir an önce gitmek istiyorlar, sohbetin olduğu bi yer değil otobüsler. Ama otobüse yanında bir tanıdıkla bindiysen ya da otobüste bir tanıdığa denk geldiysen sohbet başlar. Ne kadar sessiz konuşursan konuş, muhabbet 1 sıra önden-1 sıra arkadan-yan sıradan illa duyulur. İşin kıl kısmı, bu sohbet yapılırken, geri kalan otobüs ahalisi anlaşmışcasına çıt çıkarmaz aga. Otobüste sadece senin ve arkadaşının sesleri vardır. Bundan acayip rahatsız oluyorum, rahat konuşamıyorum. Sende de var mı bu?
4) Sohbetin dibine vurduğun adamı tanıyamama :
Yolda yürüyorsun karşıdan gelen adam ;
+ Aaaaaa kalibre, kardeşim nasılsın (diyerek hem ismimle hitap ediyor, hem de kardeşim diyerekten samimi olduğumuzu belli ediyor)
Hah işte aga, bu “nasılsın” sorusuna cevap vereceğin 2-3 saniyelik arada, adamın ismini hatırladın-hatırladın, hatırlayamadın, sohbet boyunca streslere girersin. Adamın ismini bilmediğini göstermemek için şu uygundur ;
– İyiyim kardeşim ya, sen nasılsın?
Ayaküstü 10 dakika kadar edilen sohbet boyunca kulağın karşı taraftadır ama beyin başka yerdedir. “Ulan Talat’mıydı? Yok Tolgay’dı, evet Tolga.. Ama değilse de çok ayıp olur adama, tak diye ismimi söyledi benim.. Toygar’ mıydı ki?”
Senin kafa sürekli isimdedir, sohbet biter, vedalaşılır, ayıp olmasın diye “ya birader iyi-hoşbeş ettik ama senin isim neydi” de diyemezsin, o adam isimsizdir artık aga, hele ortak arkadaş grubun da yoksa, kimseye sorup öğrenemezsin adını, delirtir adamı.
Ha bu durumdan daha kötüsü var mı? Var elbet. O da 10 dakika muhabbet ettiğin adamı tanıyamamak-hatırlayamamaktır..
5) Tanıdık olmayan biriyle yalnız kalmak :
Diyelim arkadaşın dedi ki “benim şurda bi arkadaş var, onun evden bişi alıcaktım, bi uğrayalım”. Tamam dersin eve gidilir.Gittiğin evdeki kişiyi hiç tanımıyosundur, o da seni tanımıyordur. Ortak tanıdık olan kişi bi sebeple (tuvalete gitme,su içme,telle konuşma vs vs..), seni ve tanımadığın ev sahibini salonda yalnız bırakır ve stres anı başlar.
İlk 2 dakika, ortak arkadaş hemen gelir umuduyla kimse konuşmaz.Dakikalar ilerledikçe biri sohbeti başlatır, ki bu genellikle eve gelen kişidir. Çünkü sırf arkadaşı evden bişi alıcak diye, hiç işi olmadığı halde, tanımadığı birinin evindedir ve ev sahibinin bundan hoşnut olmadığını düşünür. Gene yapmacık bi sohbet başlar, aslında taraflar zerre umurlarında olmadığı halde birbirlerinin işini-tahsilini-nerede oturduklarını-nereli olduklarını sorarlar. Ortak arkadaş gelince de tüm sevecenlikleriyle “biz de sohbete dalmıştık” derler, stres anları biter, herkes mutlu olur.
Aklıma gelenler bunlar, siz de yazıverin stres-mutsuzluk anlarınızı : )
çok iyi 🙂
1) Kasadayken poşeti açamama sorunu, bi gün arkada bekleyen birinden küfür yiycem ama du bakalım.
2) Kafede garsonun size bakmaması, ulan ne zaman gelicek, şurdan sesleniym, burdan el ediym derken canın çıkabilir. Bu durumu gurur meselesi yapan erkekler var, onlar için yazdım, ehehe
3) Bi şey almak istiyorsunuz, kıyafet, ev eşyası herneyse…Tepenize hemen biri dikilir, ne istemiştiniz, nasıl bişi, ne renk..ya defol, stres oluyorum,sıkılıyorum, alıcam varsa da alamıyorm senin yüzünden ya da senden kurtulmak için alıyorum, sonra evde mutsuz oluyorum.yapmayın şunu!
4) Bazen yolda yüyürken başıma geliyor; karşıdan biri geliodur, ama tam karşında. Sağ yaparsınız karşınızda, sol yaparsınız karşınızda, son anda herkes yoluna gider. ha işte bu da eziyet verir bana. sadece ben de olmuyordur inş. çok komik oluyor da.
5) var daha çok ama aklıma gelmiyor. güzel konuymuş, beğendim.